28 Temmuz 2007 Cumartesi

Harry Potter'ın Son Kitabı Türkçe'ye Çevriliyor

Harry Potter'ın Son Kitabı Türkçe'ye Çevriliyor


Tüm dünyada satış rekorları kıran Harry Potter serisinin son kitabının Türkçe çevirisine başlandı. Geçtiğimiz günlerde okurla buluşan serinin yedinci ve son kitabı ''Harry Potter and Deathly Hallows''un çevirisinin Ekim ayında tamamlanması hedefleniyor. Yapı Kredi Yayıncılık'tan yapılan açıklamada, J.K. Rowling'in satış rekorları kıran kitabının Türkçe çevirisi için çalışmalara başlandığı belirtildi. AA
Kitabın yedincisinin, daha öncekilerde olduğu gibi ve yayımcının kararıyla ABD ve İngiltere'de orijinal dilinde İngilizce olarak yayımlandığı ifade edilen açıklamada, kitabı İngilizce dışındaki bütün dünya dillerinde yayımlamak üzere çalışmalara devam edildiği kaydedildi. Kitabın Ekim ayında okurla buluşmasının hedeflendiği belirtilen açıklamada, kitabın ilk baskısının 100 bin adet olarak planlandığı bildirildi. Çevirmenliğini Sevin Okyay ve Kutlukhan Kutlu'nun, editörlüğünü ise Betül Kadıoğlu'nun üstleneceği kitabın Türkçe adı, çevirmenlerin okuması tamamlandığında belirlenecek. AA

9 - 15 Temmuz Çok Satan Kitaplar


9 - 15 Temmuz Çok Satan Kitaplar

1-Secret - Mia - Rhonda Byme
2-101 Şey - İnkilap - Akdoğan Özkan
3-Musa'nn Çocukları - Togan - Ergün Poyraz
4-Aşıklar Kokusu - Doğan - Maeve Binchy
5-Maskesiz Soygun - Tübitak - İhan Taşçı
6-Belirleyici - İnkilap - Robin Cook
7-Musa'nın Mücahiti - Togan - Ergün Poyraz
8-Biz Kimden Kaçıyoruz Anne?-Can Yayınları-Perihan Mağden
9-Musa'nın Gülü - Togan - Ergün Poyraz
10-Akıl Oyunu - Alfa Basım - Erol Mütercimler
11-Çekim Yasası - Doğan - Esther-Jerry Hicks
12-Sizinkler - Mart Yayınları - Salih Memecan
13-Dualar Kalıcıdır -Doğan - Tuna Kiremitçi
14-Düşün ve Zengin Ol - Altın Kitaplar - Nepoleon Hill
15-Ölüm Saatleri - Altın Kitaplar - Agatha Christie

Unesco Beyrut'u 2009 Dünya Kitap Başkenti İlan Etti


Unesco Beyrut'u 2009 Dünya Kitap Başkenti İlan Etti


BM'nin Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Direktörü Koichiro Matsuura, Lübnan'ın başkenti Beyrut'un "2009 Dünya Kitap Başkenti" seçildiğini ilan etti. UNESCO'dan yapılan yazılı açıklamada, Beyrut kentinin kültürel çeşitliliği, diyaloga ve hoşgörüye bağlılığından ötürü seçildiği belirtilirken, Matsuura'nın, Beyrut'un seçilmesinden dolayı çok mutlu olduğu ve "Bölgede, bugüne kadar hiç olmadığı kadar gereksinim duyulan diyaloga bağlılığıyla tanınan Beyrut'un seçilmesine çok memnun oldum, kitabın da etkin katkılarının olmasını diliyorum" dediği kaydedildi. 2001'den beri UNESCO her yıl bir kitap başkenti seçiyor. Beyrut ise Madrid (2001), İskenderiye (2002), Yeni Delhi (2003), Anvers (2004), Montreal (2005), Torino (2006), Bogota (2007) ve Amsterdam'dan (2008) sonra dokuzuncu "Dünya Kitap Başkenti" olacak. AA

18 Temmuz 2007 Çarşamba

Çocuk kitabı nasıl seçilir?


Çocuk kitabı nasıl seçilir?


Günümüzde uzmanlar kitapları çocuğun gelişim sürecinde bütünleyici bir araç olarak kabul etmektedir. Kitaplar, okul öncesi yıllardan başlayarak çocuğun bilişsel gelişimi ile dil gelişimine katkı sağladığı gibi duygusal ve sosyal yönden gelişimine de destek verir. Bu nedenle içerik ve dil yönünden nitelikli çocuk kitabı yazımı ve basımı son derece önemlidirÜlkemizde son yıllarda çocuk kitabı alanında yayıncılık giderek artmaktadır. Ancak bu yayınların arasında hiçbir edebi ve eğitsel değeri olmayan kitaplara da rastlanmak mümkündür. Bu nedenle seçici davranmak gerekmektedir.İyi bir çocuk kitabı çocuğun ilgi ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılayan fakat herşeyden önce çocuğun zevkle okuduğu bir eser olmalıdır


Kitap satın alırken dikkate alınabilecek bazı öneriler


Çocuklar için kitap seçerken onların gelişim dönemleriyle okuma ilgileri dikkate alınmalı ve bu dönemlere uygun kitaplar seçilmelidir.


Kitap satın alırken kitabın adına, yazarına, resimleyenine ve yayınevine dikkat edilmelidir. Eğer tereddüt yaşanıyorsa kitap almadan okunabilir. Böyle bir imkan olmadığında seçkin yazarlar ve yayınevleri tercih edilebilir.


Kitap seçimi için gazete, dergi, televizyon ve Internet’den kitap tanıtımları takip edilebilir.


Değişik tür kitaplar satın alınabilir. Şiir, çizgi roman, bilmece-tekerleme, biyografi vb.


Hikaye ve masalların dışında kurgusal olmayan bilgi içerikli kitaplar da satın alınabilir. Seviyeye uygun ansiklopediler, tarih, bilim ve teknoloji kitapları vb.


Çocuklar, kitap seçiminde bir ön elemeden sonra özgür bırakılabilir. Okuma materyalini kendileri seçerlerse okumak için daha fazla istek duyabilirler.

Siyasiler Ekran Yerine "Kitapta" Karşılaştı!


Siyasiler Ekran Yerine "Kitapta" Karşılaştı!


Liderler ya da parti yöneticileri 22 temmuz seçimleri öncesinde ekrandan önce "kitap"ta bir araya geldi. Sevinç Engin'in editörlüğünde Sistem Yayıncılık yayınlanan "İdare etmek mi? Yönetmek mi?" adlı kitapta işadamları, sivil toplum örgütü temsilcileri, bilim adamları, gazeteciler ve Mehmet Ağar, Devlet Bahçeli, Süleyman Demirel, Erkan Mumcu, Onur Öymen ve Abdüllatif Şener Türkiye'nin idari sistemine, bu arada siyasete ilişkin temel görüşlerini açıkladılar. Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkiye'nin en büyük sorununun istikrar olduğunu belirtirken "Türkiye 80 yılda 'selden kütük kapar gibi' 59 hükümet kurdu" dedi. Osmanlının "ehil olmayanlar" yüzünden battığını anlatan Mehmet Ağar ise siyasette deneyimin önemine dikkat çekti. Erkan Mumcu imzalı yazıda ise yeniden yapılanma zorunluluğuna değinildi ve "Sorun, klasik yöntemlerin etkisiz hale geldiği bir noktada gerekli dönüşümün sağlanıp yeni yaklaşımların sergilenebilme becerisinde yatmaktadır" denildi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ise bazı belediyelerin uygulamalarının "yerelleşmedeki" endişeleri haklı çıkardığını kaydetti. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, "Eski dönemlere ait, piyasayla devleti karşı karşıya getiren görüşler artık alıcı bulmamaktadır. Önemli olan piyasa ile devleti birbirine 'dost' kılabilmek ve aralarındaki karşıtlığı ortak geleceğimizin güvencesini sağlamak açısından aşmaktır dedi.

KİTAP YARDIM KAMPANYASI!


KİTAP YARDIM KAMPANYASI!

Sakarya'nın Akyazı İlçesi’ndeki Akyazı Konuralp İlköğretim Okulu öğrencileri, Kütüphane Haftası nedeniyle düzenledikleri kampanyada topladıkları kitapları, Van 100. Yıl İlköğretim Okulu'na gönderdi. Akyazı Konuralp İlköğretim Okulu öğrencileri, okulda kurdukları Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Kulübü aracılığıyla düzenledikleri kampanyada 200 kitap topladı. Öğrenciler topladıkları kitapları, kargo ile Van’da yeni açılan 100. Yıl İlköğretim Okulu’na gönderdi. Öğretmenler, “Kitap toplama kampanyasıyla ilgili istek öğrencilerden geldi. Biz de uygun gördük. Okul genelindeki kampanya yapıp bu kitapları topladılar” dedi.

Mahkumlar Edebiyat Dergisi Çıkarıyor!


Mahkumlar Edebiyat Dergisi Çıkarıyor!


Ölüm ve tecritlerle sık sık gündeme gelen F tipi cezaevlerindeki mahkumlar, birkaç yıldır çıkardıkları dergilerle konuşuluyor. Daha önce Gomedi, Masala ve Vız Gelir gibi mizah dergileri çıkaran mahkumlar, şimdi de bir edebiyat dergisi çıkarıyor. Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde kalan mahkumlar tarafından hazırlanan Eylül dergisi, içeriğiyle dikkat çekiyor. İlk sayısı Nisan 2007'de çıkan ve aylık yayınlanan dergide şiirden denemeye, röportajdan kitap tanıtımına kadar birçok yazı yer alıyor.

BARIŞ'IN HAYATI KİTAP OLUYOR


BARIŞ'IN HAYATI KİTAP OLUYOR


Muğla'nın Bodrum ilçesinde geçirdiği trafik kazası sonucu ölen ve Bartın'ın Amasra ilçesinde toprağa verilen şarkıcı ve oyuncu Barış Akarsu'nun babası Selahattin Akarsu, oğlunun hayatını anlatan kitap kaleme alacağını bildirdi.Baba Akarsu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlunun UNESCO'nun 1979'da ilan ettiği ''Çocuk Yılı''nda doğduğunu, tüm dünyaya barış getirmesi dileğiyle de adını ''Barış'' koyduğunu söyledi.Akarsu'nun müziğe merakı nedeniyle küçük yaşta kendisine saz ve org aldığını, ancak evladının en çok gitar çalmayı sevdiğini anlatan

OKUYAN İNSAN GÜÇLÜDÜR!


OKUYAN İNSAN GÜÇLÜDÜR!


İnsanlar binlerce yıl önce yazıyı bulduklarında okumak ve yazmak, yalnızca olayların anlatımı ve gelecek nesillere duyurulmasını amaçlıyordu. Ancak günümüzün çağdaş insanı, okuyarak kendini geliştirecek ve yüceltecek bilince sahiptir.
Okuyan insan, her sayfa çevirişte dünyasını genişleten ve uzakları gören insandır. Okunan her kitap, insana bir dünya daha sunan, boyutları farklılaştıran ve bilinç veren bir öğretmendir.
Okumakta olduğunuz bir kitap, o kitabın yazarının derin duygularını, yıllarca süren araştırma sonuçlarını, bir ömrün tüm deneyimi ve doğruları size cömertçe sunar. Kitap en iyi dosttur, çünkü soru sormaz, yalnızca anlatır ve anlamanızı bekler.
Okumak, bir insanın yapabileceği en yararlı, en mantıklı ve en öğretici iştir. Bir ayınızı vererek okuduğunuz bir kitap, size yüzlerce yıllık tarihsel bir oluşumu ya da binlerce yıl önceki insan yaşamını anlatabilir. Bir konuya yaşamını vermiş bir yazar, sizin bu konuyu yalnızca okuyarak doğruları bulmanızı sağlayabilir. Her kitapta, konusunda uzmanlaşmış bir kişinin birikimleri saklıdır. İnsan her okuduğu kitapla, kişiliğine o insanların kişiliğini de katar, bilgisini katlar. Ve yüce insan olmaya yaklaşır. Bu iş içinse yalnızca kağıt ve baskı parası öder.
Okuyan insan farklıdır. O, okumayan basit bir insandan çok daha fazla düşünmüş, yorum yapmış, eleştirmiş, sorgulamış, sevmiş ve insan olmanın hakkını vermiştir. Okuyan insan, her kitapla yeni bir insan katar bedenine, ve aydın insan olmaya doğru yürür. Konulara farklı boyutlardan yaklaşır ve diğer insanlardan farklı yorumlar yapar. Okuyan insanın yaptığı işler boş değildir, çünkü o bilinçli ve derindir. Anlamış ve anlamaktadır.
Okuyan insan güçlüdür, ve okuduğu her kitapla gücüne güç katar.


KİTAP OKUMANIN FAYDALARI


KİTAP OKUMANIN FAYDALARI


Okumak, doğduğu andan itibaren birçok eğitim süreci geçiren insan için en kolay ve en etkili öğrenme yoludur. Sahip oldukları bilgilerin %60’ını bu yolu kullanarak edinen gelişmiş ülke toplumları, günümüzde daha fazla okuma alışkanlığına sahip olmanın sağladığı avantajları her alanda yaşamaktadırlar. Geri kalmış toplumların karşılaştıkları sorunların bir çoğunun kaynağında ise eğitimsizlik yer almaktadır. Bu toplumlarda kişiler, okuyarak geçirebilecekleri zamanları çoğunlukla yararsız uğraşılarla geçirmektedirler. Oysa okuma alışkanlığı öncelikle kişilerin kendisi için edinilmesi mutlaka gereken bir alışkanlıktır.
Kitap Okumak Neden Önemlidir? Okuyarak olayların ve gelişmelerin iç yüzünü öğrenen bir kişi, öncelikle kendine olan güvenini artırır. Bu ise aynı zamanda düşünce ufkunu geliştirip, geniş bir görüş açısı sağlayarak, olayları inceleme yeteneği kazandırır. Ayrıca okuyan kişiler çok okumanın beraberinde getirdiği zengin kelime dağarcığına sahip oldukları için, hikmetli ve etkileyici konuşarak hitap ettikleri kişilerde etki de uyandırırlar. Bu etki ise insanlarla ilişkileri güçlendirmekte, kişiye daha sosyal bir karakter kazandırmaktadır. Dahası, geniş kelime dağarcığı, insanın daha fazla kavramla düşünebilmesini de sağlar. Yani düşünce kapasitesini ve kültür düzeyini artırır. Boş zamanlarını, çoğu zaman hiçbir yararlı bilgi aktarmayan televizyon karşısında geçirmek yerine kitap okuyarak değerlendiren bu kişiler, edindikleri bilgi ve kültür sonucunda aynı zamanda toplum içinde etkin bir kişiliğe sahip olurlar. Tüm bu özellikler, kişilerin öncelikle kendileri için okumaları gerektiğinin çok önemli bir göstergesidir. Okuyarak kendini geliştiren kişiler ise elbette çevrelerinde gelişen olaylara da hakim olacak ve toplum içinde eğitim seviyesinde zamanla bir ilerleme sağlanacaktır.
Okuyarak Zaman Kazanmak Genellikle iş sonrası veya evde televizyon karşısında amaçsızca, kanal kanal dolaşarak boşa geçirilen zamanlar, kitap okuyarak geçirilebilecek en verimli zamanlardır. Bunun yanı sıra otobüs, tren, taksi ve uçak gibi ulaşım araçlarında seyahat ederken zorunlu olarak geçen boş zamanlar da kitap okuyarak değerlendirilebilecek anlardır. Özellikle bekleme yapılan yerlerde kitap okumak, geçirilen zamanı hem zevkli hale getirecek hem de kişinin yeni bir şey daha öğrenmesine vesile olacaktır. Bu konuda gelişmiş ülkelerin çizdiği tablo oldukça etkilidir. Sahip olunan her boş anda yanlarında bulunan kitabı okuyan Batılılar, kitap okuma alışkanlığının en güzel örneklerini sergilemektedirler.
Doğru Kitap Nasıl Seçilir? Okuma alışkanlığı ile ilgili tüm bu ayrıntıların yanı sıra özellikle dikkat edilmesi gereken bir nokta, okunacak kitabın seçilmesinde özen gösterilmesidir. Bir yıl içerisinde basılan binlerce kitabın arasında elbette faydalı eserlerin yanı sıra kitap olarak değerlendirilemeyecek yayınlar da vardır. Tüm bu kitapların arasında okunacak doğru kitapları seçmek ise ancak kişileri doğru yönlendirmek ile mümkündür. Öncelikle okunacak eserlerin okuyacak kişiye heyecan vermesi ve kişinin kitabı zevk alarak okuması önemlidir. Çünkü aksi özelliklere sahip kitaplar, kişileri şüpheci ve ümitsiz bir ruh haline sürükler. Karanlık ve iç karartıcı konuların anlatıldığı kitaplardan ise kaçınmak gerekir.Okuyan kişinin gelişmesinde faydalı olacak içeriklere sahip kitaplar, aynı zamanda kişileri vesveseden uzak tutar ve ye’se düşürmez. Puslu olmayan bir zihne sahip olacakları için de doğru ile yanlışı çok daha kolay ve hızlı şekilde ayırt edebilirler. Ayrıca hikmetli, kolay anlaşılır ve samimi üsluptaki kitaplar, okuyan kişilerde çok daha hızlı etki uyandırır. Bu da her okuyan kişinin bilgileri kolay anlamasını ve öğrendiklerinin aklında kalmasını sağlar. Unutulmamalıdır ki; şeytanın oyunu olan zararlı akımlar insanlara her an telkin edilirken, karanlık ve iç karartıcı kitaplar okunması bu saptırıcı akımların işini kolaylaştıracaktır. Oysa asıl önemli olan bu zararlı akımların ve davranışların gerçek yüzlerini ortaya çıkaracak kitaplar okumak ve herkesi bu tarz kitapları okuması için teşvik etmektir. Hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, şüpheli izahlara dayanan, yalan ve safsatalarla dolu olan yazılar elbette kişilerde olumsuz etkilere neden olur. Bu olumsuz etkiler ise ancak bilimsel gerçeklere dayanan, okuyan kişiyi yormayan, yalın anlatımlı ve kolay anlaşılabilen kitapların okunması ile engellenebilir.
Kitap Güzel Bir Hediyedir Kitabı, güncel bilgilere sahip olmak için okunması gereken dergi ve gazetelerden ayıran en önemli özellikleri kalıcılığı ve her zaman başvurulacak bir kaynak olmasıdır. Dergi ve gazetelere oranla çok daha detaylı bilgiler içeren kitap, doğru seçim yapıldığında okunduğu her dönem yarar sağlayacak bir kaynaktır. Bu da okuyan kişinin ardından, sonraki nesillerin de kitaptan faydalanmasını sağlar. Günümüzde yaygın olan bir başka kanı da kitaplara ayrılacak maddi kaynakların (sözde) çok daha eğlenceli alanlar için kullanılabileceğidir. Bunun yanı sıra insanlara, kitap için harcanacak her kaynağın çok olduğunun düşündürülmesi, insanları kitap okuma alışkanlığından gün geçtikçe daha da uzaklaştırmaktadır. Oysa içki, sigara, kumar ve sınırsız eğlence hayatı gibi zararlı alışkanlıklara çok rahat bir şekilde gereken maddi kaynak ayrılmaktadır. Üstelik bu miktar, kitaba verilecek olanın kat kat fazlasını bulabilmektedir.

İSTATİSTİK BİLGİLER


Kitap Üzerine İstatistik Bilgiler


- Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan Azerbaycan'da kitaplar ortalama 100.000 tirajla basılırken, Türkiye'de bu rakam 2000 - 3000 civarında basılmaktadır. - Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yıllık kitap alımı, ortalama 100 ABD doları, Türkiye'de ise bu rakam 10 ABD dolarının altındadır. - Türkiye'de her 100 kişiden sadece 4,5 kişi kitap okuyor.

Japonya'da yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılıyor. Türkiye'de sadece 23 milyon. - Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu'nda, kitap okuma oranında Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sırada. - Japonya'da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa'da 7. Türkiye'de ise yılda 12 bin 89 kişiye 1 kitap düşüyor.


Türkiye'de yüksek öğrenim görenlerin oranı 1965'e göre 14 kat arttı. Ama Yüksek Öğrenim mezunlarının kitap okuma oranı 1965'in de altında kaldı.

KİTAP OKUMAK AZINLIK İŞİMİDİR?


KİTAP OKUMAK AZINLIK İŞİMİDİR?


Nobel ödüllü Portekizli yazar José Saramago, “Okumak her zaman azınlık içindi, her zaman da öyle olacak” dedi, ülkesini şaşırttı. Biz de yazarlarımıza kitap okumanın bir “azınlık eylemi” olup olmadığını sorduk


Murathan Mungan


Kitap okumak keşfedilen ve keşfettirilen bir şey
Saramago’nun bu sözleri hangi bağlamda söylediğini bilemem. Dolayısıyla söyleyeceklerimin ona değil, ortaya konan soruna bir cevap niteliğinde olduğunun bilinmesini isterim. Olgularla, doğruları karıştırmamak gerekir. Azınlık-çoğunluk ayrımı mutlak değerler düzeyinde yapılabilir mi? Dünya nüfusu göz önüne alındığında, okuma oranının her yerde düşük olduğu öteden beri bilinen bir gerçektir; ama anladığım kadarıyla Portekiz Kültür Bakanlığı’nın girişimi de bu yüzden zaten. Kitap okumak, zaten bir “boş zaman özgürlüğü” değil midir? Hani Marx’ın önemle üzerinde durduğu, eşitsizliğiyle ünlü şu “Boş zaman!..” Kimileri hiç çalışmazken, kimilerinin günde on beş saat çalışmak zorunda olduğu sınıflı toplumlarda insanlara kitaba ayırmaları gereken zaman, ne yolla hatırlatılabilir? Açlık sorunuyla boğuşan Afrika’nın, Asya’nın kimi ülkelerinde okuma alışkanlığının istatistiki bir karşılığı olabilir mi? Bütçesinde askeri harcamalarla, eğitim harcamaları arasında büyük uçurumlar bulunan; geçmişi kitap yasakları, kitap yakmalarıyla ünlü olan, eğitim müfredatı çocukluktan başlayarak insanı okumaktan soğutmak üzerine kurulu ülkelerde okuma alışkanlığının varlığı-yokluğu üzerine sağlam veriler çatılabilir mi? Günümüzde görüntü teknolojisinin oyuncaklı gereçlerinin, insanları “okumak” yerine daha zahmetsiz bir yol olan “seyretmeye” yönlendirdiği bilinen bir gerçek. İnsanın kendine ayırdığı zamanı değerlendirmesinde “kitap okuma”nın bu anlamda rakipleri çoğaldı, ama gerçeğin tümü bu kadar mıdır?İnsanoğlunun “homo ludens” olduğuna inanıyorsanız, onun çocukluktan başlayarak kitap okumaya özendirilebileceğine, yönlendirilebileceğine inanabilirsiniz. Dahası, “Reklamlar” çağına inanıyorsanız, buna da inanabilirsiniz. Değeri olmayan şeylerden reklam ve manipülasyon yoluyla “değer” yaratılan bir çağda, “kitap” kendi değerini hatırlatmaya çalışıyor yalnızca. Unutmamalı ki, kitap okumak da, keşfedilen ve keşfettirilen bir şeydir. Konunun üzerine dört koldan gitmek gerekir.


Yaşar Kemal


Büyük bir kesim kitap düşmanı!
Evet, kitap okumak bir azınlık eylemidir. Herkes kitap okumaz; hoşuna gitmez, canı sıkılır... Ama öte yandan, yazarları mutlu edebilecek kadar okur da var dünyada. Fakat uğraşılsa, insanlar okumayı bırakmaz. Türkiye’de niçin az kitap okunuyor? Çünkü okur yazar sayısı da az. Bu ülkenin büyük bir kısmı, politika olarak kitap düşmanı. Ne kadar kitap varsa yakıyorlar, ne kadar yazar varsa hapsediyorlar!


Elif Şafak


Yanlış ve tehlikeli bir sav
Bugün okumanın sadece belli bir elit kesim için olduğu savı, premodern toplumda hayli geçerli olan İncil’i (ya da Kuran’ı) okuma ve anlamlandırma yetkisinin sadece din adamlarına ait olduğu savı kadar yanlış ve tehlikelidir. Herkesten okumayı sevmelerini beklemek doğru olmayabilir, ama okuma özgürlüğünü, hakkını ve alışkanlığını toplumun her kesimine istisnasız yaymaya çalışmak, bence uğrunda mücadele edilmesi gereken bir fikirdir.
Adalet Ağaoğlu
Zorlarsanız büsbütün kaçarlar!
Bu görüş, üzerinde durulmaya değer. Çünkü bizde okurun çok az olmasından ileri gelmiş bir baskı var. Ama bir bakıyorsunuz ki kitaplar da hiç olmadığı kadar çok satış gösteriyor. Tamamen tişört seçer gibi marka seçiliyor ve ne reklam edilirse ona koşuluyor. Bu kadar kitabı satın alan herkesin tümü iyi okur değil bence. Ve onlardan bunu bekleyemeyiz. Çünkü Saramago’nun söylediği gibi, eğer zorlarsanız, büsbütün kaçarlar. Çünkü kendisini okumaya hazır hissetmesi lazım. Ancak kendi isteği varsa, merak içinde gelişmişse iyi bir sonuç alır. Zorlarsanız tişörtten bıkıp atar gibi olur... Bazıları futbola nasıl meraklıdır, evde tutamazsınız; okur da böyle okursa sahici okur olabilir.


İnci Aral


Kitap okumak için edebiyat altyapısı gerek
Haklı buluyorum Saramago’yu. Çünkü kitap okumak asgari bir edebiyat altyapısı gerektirir; okuduğunu anlamayı, ondan zevk almayı... Günümüzün eğitim sistemleri içinde bunun pek yeri yok gibi. Çünkü insanlar çabuk tüketilen, orta zekâlar için sunulan zevklere ve eğlencelere şartlandırılıyor. Bu ihmalin biraz da kasıtlı olduğunu düşünüyorum. Öte yandan, derinlik olarak ucuz kitapların, bu çok az eğitim görmüş kitleye pazarlanması için taktikler geliştiriliyor. Ama bu insanları değiştirecek nitelikte kitaplar değil onlar...


Orhan Pamuk


Demek ki daha çok okumamız gerekiyor!
Saramago, okumanın bir çeşit direniş olarak görüldüğü bir kültürden geliyor. Benim kuşak, ama daha çok benden önceki kuşak, okumaya atfedilen bu özel anlamı iyi bilir. Saramago’nun azınlıklardan kastettiği, okumanın toplumun içindeki küçük bir kesim tarafından yapılan bir iş olduğunu hatırlatmak. Voltaire’den beri insanoğlunun seçkinleri, küçük bir azınlık okuyor, düşünüyor. Keşke ütopyaların dillendirdiği hayallerimiz gerçek olsa da herkes okusa. Bu arada okuma işini 'azınlık’ işi olduğu için itibarlı görmek de yanıltıcı. Azınlık ile itibarı ilişkilendirdiğine göre Portekiz’de azınlığın yaptığı bir işi yapmak şerefli bir şey. Biz daha oraya gelemedik. Azınlık durumunda kalmak hepimizin bildiği gibi bizde alçakça bir şey. Demek ki, daha çok okumamız gerekiyor.


Hasan Ali Toptaş


Saramago’ya katılıyorum!
Saramago’nun sözlerine tamamıyla katılıyorum. Herkes okumak zorunda değil. Okur olmak da yazmak kadar uğraş isteyen, çileli bir iş. “Okur sayısı azaldı” diye düzenlenen kampanyaların ve bu tür kaygıların çok uzağında biriyim. Okumak da yazmak da kişisel uğraşlar; kimseyi zorlayamayız.